12 EYLÜL MAĞDURLARI (BİR KISMI) 6111 İLE GENE MAĞDUR!
Smmm Gökhan DEDE
Geniş kesimleri ilgilendirdiği nedeniyle, sanırım, 6111 sayılı Kanun’u hemen hemen bilmeyen yoktur.
Bu Kanun kapsamında 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nin mağdurlarıyla ilgili bir madde daha vardır ki uygulanmasında bir gariplik ve haksızlık söz konusudur. Bu madde GEÇİCİ 36. maddedir.
Bilindiği üzere 12 Eylül 1980 Askeri Darbesiyle birlikte ve hatta öncesinde, daha önceki darbelerde yüzlerce insanımız gözaltına alınarak, tutuklanarak, hapislerde yatırılarak mağdur edildiler. Suçsuzlukları aylar hatta yıllar boyunca hapis yatırıldıktan sonra ortaya çıktı. Ancak olan olmuş bunlardan kimileri işinden gücünden edilmiş, ekonomik ve sosyal gelecekleri altüst edilmiş, kimileriyse yıllarca yoktan yere hapis yatırılarak iş edinme şansları en azından bu süreler için ellerinden alınmış ve dolayısıyla sosyal güvenliğe kavuşmaları devlet eliyle engellenerek mağdur edilmişlerdir. Bu mağduriyetlerini giderici bir kanun da bulunmadığından darbe mağdurlarının mağduriyetleri devam ettirilmiştir.
Bu Kanun’un geçici 36. maddesine göre; “13.5.1971 tarihli ve 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu uyarınca kurulan sıkıyönetim mahkemelerinin görev alanına giren suçlar nedeniyle yakalanan veya tutuklananlardan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğu 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlarına karar verilenlerin, gözaltında veya tutuklulukta geçen süreleri için kendilerinin ya da hak sahiplerinin bu durumlarını belgeleyerek bu maddenin yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde talepte bulunması kaydıyla, gözaltında veya tutuklulukta geçen süreleri, talep tarihinde 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının % 32’si üzerinden hesaplanacak primlerinin; bu durumlarından dolayı dava açıp tazminat alanların borcun tebliğ tarihinden itibaren altı ay içerisinde kendilerince veya hak sahiplerince, tazminat almamış olanların ise Hazinece ödenmesi suretiyle borçlandırılır. Bu şekilde borçlanılan süreler Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilir. Ancak, sigortalılık başlangıç tarihinden önceki borçlanılan süreler sigortalılık başlangıç tarihini geriye götürmez.
“5434 sayılı Kanuna tabi çalışmakta iken 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu uyarınca kurulan sıkıyönetim mahkemelerinin görev alanına giren suçlar nedeniyle yakalanan veya tutuklananlardan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğu 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlarına karar verilenlerin, herhangi bir nedenle hizmet sayılmayan gözaltında veya tutuklulukta geçen süreleri, kendileri veya hak sahiplerinin bu durumlarını belgeleyerek bu maddenin yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde talepte bulunması kaydıyla, gözaltına alındığı veya tutuklandığı tarihteki emeklilik keseneğine esas aylık derece ve kademesinin talep tarihindeki katsayılar ve emeklilik keseneğine esas aylığın hesabına ait diğer unsurlar ile kesenek ve karşılık oranları esas alınmak suretiyle hesaplanacak borçlanma tutarının altı ay içerisinde kendilerince veya hak sahiplerince ödenmesi halinde hizmet sürelerine eklenir. Borçlanılan süreler 5434 sayılı Kanunun geçici 205 inci maddesine göre yaş tespitinde dikkate alınmaz.
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar, kendi sigortalılıklarından dolayı sosyal güvenlik kanunlarına göre gelir veya aylık bağlanmış olanlar ile birinci ve ikinci fıkra kapsamında sayılan söz konusu süreleri herhangi bir şekilde sigortalılık hizmeti olarak değerlendirilmiş olanlar bu madde uyarınca borçlanamazlar. Sosyal güvenlik kanunlarına göre gelir veya aylık bağlanmayan ya da toptan ödeme yapılmak suretiyle hizmetleri tasfiye edilenlerden borçlanacakları bu süreler ile birlikte emekli veya yaşlılık aylığına veya gelire hak kazanacak olanlara, geçmişe yönelik aylık ve farkı ödenmez. Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrası kapsamında borçlandırılan süreler emekli ikramiyesi hesabında dikkate alınmaz.”
Maddenin özellikle birinci fıkrasının son cümlesine göre tutukluluk halinden önce sigortalı olmayanların sigortalılıkları daha sonra sigortalı olmaları durumunda sigortalılık başlangıç süreleri geriye götürülmez!
Şimdi tam da burada sormak gerekiyor:
Sayın yetkililer, sayın kanun yapıcıları, vatandaş sigortalılık yaşına ya da memur olabilecek yaşına gelmişken suçlu olup olmadığı henüz belli değilken siz onu tutup yoktan yere, suçsuz günahsız aldınız içeri, hapse attınız, işkencelerden geçirdiniz, yargılama sürecini de bir türlü erken bitiremediniz. Bu durumda vatandaş, çektiği bunca sıkıntılar yetmiyormuş gibi birde yine sizin(devletin) yüzünüzden sosyal güvenceden de yoksun kaldı. Şimdi bir kanun çıkarmışsınız diyorsunuz ki; ey vatandaşım seni tutukladığım tarihten önce bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı isen aradaki süreyi borçlandırırım emekliliğine sayarım ama eğer seni tutukladığım tarihte değil de salıverdiğim tarihten sonra bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak çalışmaya başlamışsan, başvuru yapman durumunda ben seni borçlandırırım, primlerini devlete ödersin, ama senin sigortalılık süreni seni tutukladığım tarihe kadar geri götürmem! Kusura bakma. Niye? kanun müsait değil!
Bunu Genelgeden bir örnekle açıklayalım: “20.05.1988 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamında çalışmaya başlayan ve toplam 4000 prim ödeme gün sayısı bulunan sigortalı 1402 sayılı Kanun kapsamında tutuklulukta geçen 22.09.1980–25.11.1982 tarihleri arasındaki süresini borçlanma talebinde bulunmuş, yapılan incelemede tazminat almadığı anlaşılmış olup, 22.09.1980-25.11.1982 tarihleri arasındaki 783 gün, toplam gün sayısına ilave edilecek, sigortalılık süresi ilk işe giriş tarihinden geriye götürülmeyecektir.”
Yine deniyor ki; kendi sigortalıklarından dolayı 25.2.2011 tarihine kadar sosyal güvenlik kanunlarına göre gelir veya aylık bağlananlara, tutuklulukta geçen sürelerle ilgili bir hak tanınmayacaktır. Ayrıca, 12.9.1980 tarihinden önce haklarında beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına karar verilenlerin tutuklulukta geçen bu süreleri de borçlandırılmayacak ve herhangi bir hak talepleri olmayacaktır!
Sizce de burada bir haksızlık yok mu?
SMMM Gökhan DEDE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder