Sayfalar

21 Ocak 2010 Perşembe

ODALARDA ERKLER AYRILIĞI SAĞLANMALI MI?

ODALARDA ERKLER AYRILIĞI SAĞLANMALI MI?
SMMM Gökhan DEDE- 21.01.2010

Yazacağım aşağıdaki önerim/düşüncem kimilerine yine ters gelebilir. (Şimdilik)
Konu çok özetle şudur:
Bilindiği üzere devlet aygıtında yasama, yürütme ve yargı erkleri bulunmaktadır. Bu erkler birbirinden bağımsız çalışmaktadır.

Meslek odalarında da yönetim ve disiplin kurulları vardır.

Bulardan yönetim kurulu bir anlamda yürütme erkinin, disiplin kurulu ise yargı erkinin işlevini üstlenmiştir.

Olay, bu bakımdan değerlendirildiğinde, “odalarımız devletin küçük bir şeklidir”, diyebiliriz. Ancak uygulamada yönetim kurullarının, disiplin kurullarının olması gereken kimi görevlerine karıştıklarını/müdahale ettiklerini söylemek mümkündür.

Olguyu şimdilik detaylandırmadan direkt düşünceme geçeceğim.

Oda organlarından yönetim ve disiplin kurullarının görevleri 3568 sayılı Yasa ile belirlenmiştir. Ayrıca Odalar Yönetmeliği’nde kimi konular daha bir açıklığa kavuşturulmuştur. O nedenle, burada bu konuyu ayrıca detaylandırmayı gerekli görmüyorum.

Asıl üzerinde duracağım, irdeleyeceğim konu, odalardaki yönetim ve disiplin kurullarının, yani yürütme ve yargı erklerinin birbirinden tamamen ayrılması, daha açıkçası disiplin kurulunun görev alanında olduğunu düşündüğüm kimi işlem ve uygulamalara yönetimlerin karıştıklarını, müdahale ettiklerini düşünmemden kaynaklanmaktadır.

Bu nasıl olmaktadır?
Disiplin suçlarına ilişkin konulara dair şikâyetler öncelikle yönetim kurullarında, yani yürütme kurulunda görüşüldükten ve yönetmelik gereği bir yönetim kurulu üyesinin ilk soruşturmayı yapmasından sonra gerek görülmesi halinde disiplin kuruluna, yani yargıya intikal ettirilmektedir.

Oysa, disiplin soruşturmasına ilişkin olayların direkt olarak disiplin kurullarına iletilmesi ve ön değerlendirilmesinin de bu kurul tarafından yapılarak disiplin soruşturmasının yapılıp yapılmamasına da yine bu kurul tarafından karar verilmesi gerektiğini düşünmekteyim.

Oysa, yukarıda da belirttiğim gibi “yürütme erki” kimi şikayetlerin soruşturulmasının genellikle popülist tutumlar nedeniyle yerinde yapılmasını engelleyebilmektedir. Yürütme, kimi hallerde şikâyeti geçiştirebilmektedir. Şikâyet başvurusunu disiplin kuruluna (yargıya) intikal ettirmeden“dosyasına” gönderebilmektedir. Bu durumda “yürütme”, “yargı”nın görevine müdahale etmiş olur ki, bu durum yargının bağımsızlığına gölge düşürülmüştür, diye düşünmek mümkündür. Bunun kanıtı, odalarda büro denetim komitelerinin hangilerinin ya da ne kadarının disiplin kuruluna (yargıya) intikal ettirilmediğinden anlaşılabilir. Dönemsel olarak buna ilişkin istatistiklere bakılabilir. Böylelikle yürütme asli görevlerini, yargı da asli görevlerini yapar.

Bence bu,  tartışılması gereken önemli bir kondur. Ne dersiniz?
Benim şimdilik diyeceğim, “olayı hukuki boyutuyla tartışmak”, olmalı.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder