Sayfalar

20 Mayıs 2010 Perşembe

ASMMMO 20. GENEL KURULU


ASMMMO 20. GENEL KURULU

Sayın Divan, Değerli konuklar, sevgili meslektaşlarım,
Mesleki mücadeleye katkı yapmış tüm meslektaşlarımı, meslek önderlerini, bilim insanlarını ve siz değerli Genel Kurul üyelerini saygıyla selamlıyorum.
Bugün burada bir kez daha yönetenlerden bu örgütü nasıl yönettiklerine ilişkin hesap almak ve meslek örgütlerimizi yönetip, mesleği yüceltme iddiasında olan kadroları seçmek için toplanmış bulunuyoruz.
Başarı ve hizmet kalitesi göreceli olmakla birlikte, ben inanıyorum ki meslek ve meslek örgütlerimizin bugünkü seviyeye ulaşmasında emeği geçenlerin adları saymakla bitmez. O nedenle sözlerime katkı yapanlara saygıyla başladım.
Meslek odalarının yöneticileri, ülke çıkarlarını düşünmenin yanı sıra, öncelikle muhasebe ve denetim mesleğini düşünen, mesleğin standartlarını daha ileri götürmeye çalışan kişiler olmalıdır.

Olmazsa olmazımız olan eğitim çalışmaları ara verilmeden sürdürülmelidir.
Yöneticiler, üyelerin mesleki bilgisini yenileyip yükseltmeyi birincil görev bilmeliler. Günümüzde eğitim; akılcı ve çağcıl düşünen yöneticiler önderliğinde daha verimli yapılabilmektedir.
Eğitim, on binleri aşan üyesi bulunan odalarda, bunlardan yalnızca üç-beş yüz tanesini alabilen lüks otellerin salonlarına yatırılan paralarla sağlanamamaktadır.
Yöneticiler her tür eylem ve harcamalarının hesabını vermek konusunda şeffaf olmalıdır.
İşte böyle yöneticilerin alnı açık olur.
Ayrıca yönetici, hiçbir siyasal parti ya da örgütün bağdaşığı olmamalı; mali idarenin, karşısında eğilip, bükülmemeli; saygınlığını kendi meslek örgütüne yaraşır biçimde korumalıdır.
İnsan olmanın büyük onurunu duyarak, meslek mensubunu da bu yüksek onura layık görerek, saygısını esirgememeli; kendilerine rakip olabilecek kişileri yok saymadan, ötekileştirmeden meslek için yararlanılabilecek yeteneklerini tespit ederek yararlanmanın yollarını bulmalı.
Muhasebecilik ve mali müşavirlik meslek odalarının yöneticileri, siyasal yaklaşımların buyruğuna girmeleri halinde, mesleki bağımsızlık yok olur. Bu yok oluş meslek mensuplarının şahına da yansır. İşte asıl tehlike buradadır. Çünkü, meslek mensubunun mesleki namusu; etik değerleri, yani hilesiz muhasebe, bağımsız denetleme görevi, yansızlığı ile anlam ifade eder. Meslek örgütü ve meslek mensubu olmanın gerekleri arasında 'hesap verebilecek kadar düzgün ve şeffaf olmak vardır.
Odaların ve üst örgütümüzün tüm birimlerinde demokrasinin tam işlemesi meslektaşların örgütüne güveni için önemlidir.
Yeni dönem yönetimlerinin önünde çok hassas noktalar olacaktır. “Şu kesim benim ekibimden, siyasi görüşümden” mantığı ile hareket edilmesi önce mesleğe zarar verir.
Bu dönem kimse kendini öncü ve lider kişi görevi üstlenmiş olarak göremeyecektir. Unutmasınlar ki, icra elinizde bile olsa takip edenleriniz vardır.
Yeni dönem yönetimleri penceresinden ileriye baktığımızda, meslek örgütlerimizin 20 yılı aşkın süredir elde etmiş oldukları mesleki ve toplumsal kazanımları yalnızca korumak değil, daha ileriye götürmek, ilkelerimizi, demokratik değerlerimizi evrensel değerler ölçeğinde savunmak asıl görevdir.
Nispi temsil sistemini, “oluşacak yönetim anlayışı” bağlamında eleştirsek de, belki de yeni dostlukların, yönetim anlayışlarının gelişerek, yeni, ama, sağlıklı ve kalıcı mesleki atılımlar yapılarak sürdürüleceği hayalimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
 Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Gökhan DEDE – 20 Mayıs 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder