MALİ MÜŞAVİR MESLEK ÖRGÜTLERİNİN
YÖNETSEL YAPISINDA ERKEK EGEMENLİĞİ!
SMMM Gökhan DEDE
15 Kasım 2013
Değişik faaliyet alanlarındaki birçok
meslek örgütleri gibi, mali müşavir meslek örgütleri de kadın ve erkek üyelerden
oluşmaktadır.
Kadınların ve erkeklerin birlikte yer
aldıkları örgütlerin yaşamlarını devam ettirebilmeleri için örgüte, her iki
cinsten de maddi ve manevi katkı gelmektedir. Bu nedenledir ki, yapılması gereken
hizmetlerden ve verilmesi gereken haklardan yararlanma konusunda ayrım söz
konusu olmamalıdır. Demokratik hakların kullanılması olarak bildiğimiz seçme ve
seçilme hakkı konusunda yasal her hangi bir kısıtlama yoktur. Ancak, yasal
kısıtlama olmamakla birlikte, Ülkemizde diğer birçok faaliyet alanlarındaki
kurum ve kuruluşlarda olduğu gibi, mali müşavir meslek örgütlerinin yönetim,
disiplin ve denetleme kurullarında yer alabilme konusunda cinsiyet bazında temsilde
oransızlık söz konusudur. Yani, yönetsel yapıda erkek egemen bir yapı
mevcuttur.
Kısacası, “erkek egemen toplumun”
belirtileri mali müşavir ve yeminli mali müşavir meslek odalarında da çok bariz
olarak görülmektedir.
Bu olumsuzluğa ilişkin olarak, kadın
meslek mensuplarından bazı haklı eleştiriler gelmekte, ancak sonuç henüz
onların lehine dönüşememektedir.
Bu eleştiriler genellikle, "erkek
egemenliği nedeniyle, sivil toplum örgütlerinin yönetimlerinde (odalarda,
derneklerde) kadınlara yeterince yer verilmiyor," biçiminde yapılmaktadır.
Burada kullanılan ifade, "yer verilmiyor" biçiminde olunca,
sanırım erkek meslek mensuplarına biraz haksızlık yapılmaktadır. Kadınların bu
örgütlerde sayıları oranında görev al(a)madıkları doğrudur. "Erkek
egemenliği nedeniyle yer verilmiyor,” demekten ziyade, “yer
almadıkları ya da alamadıkları," demek daha doğru bir ifade olur,
kanısındayım. Sebeplerinin neler olduğu tartışılabilir olmakla birlikte, bilinen
bir gerçek var. O gerçek, mali müşavir meslek odalarında ve hatta derneklerinde
de cinsiyet bağlamında temsilde oransızlığın olduğudur.
Ancak, bu sorunun tümüyle erkeklerin
baskısından kaynaklı olduğunu söylemek tek başına haklı bir gerekçe değildir.
Türkiye genelinde kadınlarımızın çalışma yaşamına (iş) daha aktif olarak katılmalarına
karşın, kurum ve kuruluşların yönetimlerine yeterince katıl(a)mamaktadırlar. Yani
temsilde oran farklılığı söz konusudur. Bunun çeşitli nedenleri bulunmaktadır.
Ancak, bu konudaki genel kanı ya da gözlem şudur: Bu tür kurum ve kuruluşların
organlarında yer alma konusunda kadınların erkekler kadar istekli olmadıkları,
cesur davran(a)madıkları, olanaklarının da pek uygun olmadığı nedeniyle etkinlik
göster(e)medikleri şeklindedir.
2012 nüfus istatistiklerine göre
75.627.384 kişi olan Türkiye nüfusunun % 49,8’i (37.671.216 kişi) kadınlardan,
% 50,2’si ise erkeklerden oluşmaktadır.
Muhasebeci ve mali müşavir meslek
odalarında kadın erkek sayısal durumu genel nüfus oranları kadar yaklaşık
olmamakla beraber, mesleğe girişte yıllara göre artan oranda bir gelişme söz
konusudur.
Türkiye genelinde TÜRMOB’a bağlı 76 SMMM
ve 8 YMM olmak üzere toplam 82 meslek odası bulunmaktadır.
Bu odalarda;
Muhasebeci, mali müşavir ve yeminli mali
müşavir meslek mensupları cinsiyet dağılım tablosu ve oranlar([1])
aşağıdaki gibidir:
CİNSİYET
|
SM
|
SMMM
|
YMM
|
TOPLAM
|
|
ERKEK
|
9.794
|
55.606
|
3.912
|
69.312
|
|
KADIN
|
2.013
|
20.643
|
285
|
22.941
|
|
TOPLAM
|
11.807
|
76.249
|
4.197
|
92.253
|
|
Unvanlara
göre kat
ve
% bazında kadınlar
|
4,87
%17,05
|
2,69
%27,07
|
13,73
%6,8
|
3,02
24,87
|
|
Aşağıdaki tabloda, 2013 yılı SMMM ve YMM
odaları seçimleri sonrasında oluşan yönetim, disiplin ve denetleme kurulu üyeleri
içerisindeki kadın meslek mensubu sayılarına baktığımızda, muhasebe ve mali
müşavir meslek örgütlerinde de “erkek egemen toplumun” tüm özelliklerini
görmekteyiz.
Bu tabloda, birçok SMMM odasının bazı
kurullarında birer kişi de olsa kadın meslek mensuplarının yer alabildikleri
görülmektedir. Ancak, üst birlik TÜRMOB’da 2013 seçimlerinde de bu mümkün
olmamıştır. TÜRMOB’da yalnızca 1990-1991 dönemi yönetim kurulunda bir (Prof.
Dr. Nalan Akdoğan), ve 1994-1996 dönemi yönetim kurulunda da bir (Prof. Dr.
Yüksel Koç Yalkın) kadın meslek mensubu yer alabilmiştir. TÜRMOB tarihinin başka hiçbir döneminde,
hiçbir organında yer alabilen kadın meslek mensubu olmamıştır!
TÜRMOB’a bağlı serbest muhasebeci mali
müşavir ve yeminli mali müşavir meslek odalarının 2013 yılı seçimleri
sonrasında oluşan oda kurularında yer alan üyeler bazında yaptığım inceleme ve
araştırmalarım sonucunda, toplamda, kadın/erkek (cinsiyet) bazında sayısal
durumun aşağıdaki gibi olduğu ortaya çıktı:
ODALAR
|
Yönetim
kurulu üyesi
|
|
Disiplin
kurulu üyesi
|
|
Denetleme
kurulu üyesi
|
|
|
Toplam
|
Kadın
|
Toplam
|
Kadın
|
Toplam
|
Kadın
|
SMMMO
|
420
|
15
|
380
|
46
|
228
|
36
|
YMMO
|
44
|
2
|
40
|
1
|
24
|
2
|
TOPLAM
|
464
|
17
|
420
|
47
|
252
|
38
|
(Türkiye genelinde hangi meslek odasının
hangi kurulunda kaç kadın ve kaç erkek meslek mensubunun yer aldığı, hangi oda
kurullarında hiç yer almadığına ilişkin detayları, okuyucuyu yormamak için
bilerek yazmadım.)
Ancak, kısaca şunu belirtmekte yarar
görüyorum:
82 SMMM ve YMM meslek odasının;
·
hiçbirisinde
kadın başkan yoktur.
·
25’inin
hiçbir organında kadın meslek mensubu yer al(a)mamıştır.
·
17
oda yönetim kurulunda 17 kadın,
·
38
oda disiplin kurulunda 47 kadın,
·
34
oda denetleme kurulunda ise 38 kadın meslek mensubu yer alabilmiş, ve
·
TÜRMOB
ile TESMER organlarında ise hiçbir kadın yer alamamıştır.
Yıllara göre önemli sayısal artışa ve
isteğe karşın, mali müşavir kadın meslek mensuplarının, mali müşavir meslek
örgütlerinin yönetim, denetim, disiplin ve diğer kurullarında yeterince yer al(a)madıkları
görülmektedir.
Bu sonuçlara göre; kadın meslek mensuplarının
odaların karar mekanizmalarında oransal bazda yeterince yer al(a)madıklarını,
ya da yer almalarına yeterli fırsatın tanınmadığını söylemek mümkündür. Görüleceği
üzere oda organlarında temsilde, kadınlar aleyhine ciddi bir orantısızlık
vardır.
Mali müşavir meslek
örgütlerinde seçim sonuçları, kadınların erkekler kadar güçlü olma ve örgütsel
kararları etkileyebilme olanaklarına sahip olmadıklarını göstermektedir.
Erkeklerin adeta kadın rakipsiz lider seçilmeleri, daha açıkçası, yukarıda da belirtildiği
üzere tüm oda başkanlarının erkeklerden oluşması, cinsiyetler arasındaki tarz
ve strateji farklılıklarından kaynaklandığı söylenebilir. Tablo bu olunca, “mali
müşavir meslek örgütlerinde lider olmak fiziki güç mü gerektiriyor,” diye
düşünenler olacaktır!
Öyleki, örgütsel
yapının oluşum kurallarını bilmeyenler bu sonuçları görünce; “mali müşavir
meslek örgütlerinin yönetsel yapısındaki erkek egemenliği, belirli örgütsel
davranış kalıplarını (kurallarını) erkekler mi belirliyor,”
diye düşünebilirler.
Kadınların özellikle politikada ve
bürokraside olduğu gibi, meslek odalarının yönetim, denetim ve disiplin
kurullarında da daha az yer edinebildiklerini bir gerçek!
Üzülerek belirtmek gerekir ki, bu,
yalnızca SMMM/YMM meslek odalarının ve TÜRMOB’un değil, Türkiye’nin gerçeğidir.
Nitekim, ülke geneli için yapılan çeşitli
araştırmalar sonucu elde edilen veriler; devletin en üst kademelerinden en
küçük birimlerine kadar olan çeşitli kurum ve kuruluşlardaki unvanlar ile,
çeşitli meslekler ve meslek kuruluşlarında kadınların erkeklere oranla daha az
yer edinebildikleri, ya da TÜRMOB ve ona bağlı kimi odalarda olduğu gibi,
birçok kuruluşun organlarında yer alamadıklarını göstermektedir.
Kadınların oda
organlarında hak ettikleri yeri alamamış olmaları, onların, birlikte hareket
edememeleri, etkin bir dayanışma örneği sergileyememelerinden kaynaklanmaktadır,
diyebiliriz.
Ancak, duyarlı vatandaşlar,
meslektaşlar birbirlerine; “Türkiye nereye gidiyor, meslek odaları
nereye gidiyor,” diye soruyorlardır. Oysa sormaya ne gerek var, her şey
istatistiklerle bile çok belirgin değil mi? Türkiye ve meslek hızla karanlığa,
bilinmezliğe gidiyor! Çünkü kimi anlayışlarca kendisine yalnızca belli görevler
bahşedilmiş(!) olan kadınlar, hayatın diğer alanlarında yok sayılıyorlar...
Kadını sosyal yaşamdan, çalışma alanından alıkoyan ülkenin ve mesleğin gideceği
yer bellidir: Daha anti demokratik, oligarşik, erkek egemen bir yönetim yapısı
ve onursuz bir gelecek... Bu işi planlı biçimde yürütenler, yönetenler var mı, bunu
bilmek bile istemiyorum ama, bunlar,
kadının ikinci sınıf vatandaş konumunun sürgit devam etmesini, bunun doğal
karşılanmasını gerçek çağdaş demokrat kadınlardan ve erkeklerden bekliyorlarsa,
önümüzdeki süreç içerisinde yanıldıklarını göreceklerdir, diye düşünüyorum!
Örgütlerde kadına ve erkeğe ilişkin tanımlamaların,
görevlendirmelerin örgütün yapısına da bir biçimde yansıyacağı, cinsiyet
kavramının, bireyden bağımsızlaşarak erkek egemen örgütsel yapıları da etkileyeceği
düşünülmelidir. Zira bireyler, örgütsel yapının temel değerlerine
göre, kimliklerini oluşturarak yönetsel rollere uygun şekilde
davranabilirler.
Saygılarımla.
SMMM Gökhan DEDE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder