Sayfalar

26 Aralık 2013 Perşembe


MALİ MÜŞAVİR MESLEK ÖRGÜTLERİNİN

YÖNETSEL YAPISINDA ERKEK EGEMENLİĞİ!

 

SMMM Gökhan DEDE

15 Kasım 2013

 

Değişik faaliyet alanlarındaki birçok meslek örgütleri gibi, mali müşavir meslek örgütleri de kadın ve erkek üyelerden oluşmaktadır.

Kadınların ve erkeklerin birlikte yer aldıkları örgütlerin yaşamlarını devam ettirebilmeleri için örgüte, her iki cinsten de maddi ve manevi katkı gelmektedir. Bu nedenledir ki, yapılması gereken hizmetlerden ve verilmesi gereken haklardan yararlanma konusunda ayrım söz konusu olmamalıdır. Demokratik hakların kullanılması olarak bildiğimiz seçme ve seçilme hakkı konusunda yasal her hangi bir kısıtlama yoktur. Ancak, yasal kısıtlama olmamakla birlikte, Ülkemizde diğer birçok faaliyet alanlarındaki kurum ve kuruluşlarda olduğu gibi, mali müşavir meslek örgütlerinin yönetim, disiplin ve denetleme kurullarında yer alabilme konusunda cinsiyet bazında temsilde oransızlık söz konusudur. Yani, yönetsel yapıda erkek egemen bir yapı mevcuttur.

Kısacası, “erkek egemen toplumun” belirtileri mali müşavir ve yeminli mali müşavir meslek odalarında da çok bariz olarak görülmektedir.

Bu olumsuzluğa ilişkin olarak, kadın meslek mensuplarından bazı haklı eleştiriler gelmekte, ancak sonuç henüz onların lehine dönüşememektedir.

Bu eleştiriler genellikle, "erkek egemenliği nedeniyle, sivil toplum örgütlerinin yönetimlerinde (odalarda, derneklerde) kadınlara yeterince yer verilmiyor," biçiminde yapılmaktadır. Burada kullanılan ifade, "yer verilmiyor" biçiminde olunca, sanırım erkek meslek mensuplarına biraz haksızlık yapılmaktadır. Kadınların bu örgütlerde sayıları oranında görev al(a)madıkları doğrudur. "Erkek egemenliği nedeniyle yer verilmiyor,” demekten ziyade, “yer almadıkları ya da alamadıkları," demek daha doğru bir ifade olur, kanısındayım. Sebeplerinin neler olduğu tartışılabilir olmakla birlikte, bilinen bir gerçek var. O gerçek, mali müşavir meslek odalarında ve hatta derneklerinde de cinsiyet bağlamında temsilde oransızlığın olduğudur.

Ancak, bu sorunun tümüyle erkeklerin baskısından kaynaklı olduğunu söylemek tek başına haklı bir gerekçe değildir. Türkiye genelinde kadınlarımızın çalışma yaşamına (iş) daha aktif olarak katılmalarına karşın, kurum ve kuruluşların yönetimlerine yeterince katıl(a)mamaktadırlar. Yani temsilde oran farklılığı söz konusudur. Bunun çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Ancak, bu konudaki genel kanı ya da gözlem şudur: Bu tür kurum ve kuruluşların organlarında yer alma konusunda kadınların erkekler kadar istekli olmadıkları, cesur davran(a)madıkları, olanaklarının da pek uygun olmadığı nedeniyle etkinlik göster(e)medikleri şeklindedir.

2012 nüfus istatistiklerine göre 75.627.384 kişi olan Türkiye nüfusunun % 49,8’i (37.671.216 kişi) kadınlardan, % 50,2’si ise erkeklerden oluşmaktadır.

Muhasebeci ve mali müşavir meslek odalarında kadın erkek sayısal durumu genel nüfus oranları kadar yaklaşık olmamakla beraber, mesleğe girişte yıllara göre artan oranda bir gelişme söz konusudur.

Türkiye genelinde TÜRMOB’a bağlı 76 SMMM ve 8 YMM olmak üzere toplam 82 meslek odası bulunmaktadır.

Bu odalarda;

Muhasebeci, mali müşavir ve yeminli mali müşavir meslek mensupları cinsiyet dağılım tablosu ve oranlar([1]) aşağıdaki gibidir:

CİNSİYET
SM
SMMM
YMM
TOPLAM
ERKEK
9.794
55.606
3.912
69.312
KADIN
2.013
20.643
285
22.941
TOPLAM
11.807
76.249
4.197
92.253
Unvanlara göre kat
ve % bazında kadınlar
4,87
%17,05
2,69
%27,07
13,73
%6,8
3,02
24,87

 

Aşağıdaki tabloda, 2013 yılı SMMM ve YMM odaları seçimleri sonrasında oluşan yönetim, disiplin ve denetleme kurulu üyeleri içerisindeki kadın meslek mensubu sayılarına baktığımızda, muhasebe ve mali müşavir meslek örgütlerinde de “erkek egemen toplumun” tüm özelliklerini görmekteyiz.

Bu tabloda, birçok SMMM odasının bazı kurullarında birer kişi de olsa kadın meslek mensuplarının yer alabildikleri görülmektedir. Ancak, üst birlik TÜRMOB’da 2013 seçimlerinde de bu mümkün olmamıştır. TÜRMOB’da yalnızca 1990-1991 dönemi yönetim kurulunda bir (Prof. Dr. Nalan Akdoğan), ve 1994-1996 dönemi yönetim kurulunda da bir (Prof. Dr. Yüksel Koç Yalkın) kadın meslek mensubu yer alabilmiştir.  TÜRMOB tarihinin başka hiçbir döneminde, hiçbir organında yer alabilen kadın meslek mensubu olmamıştır!

 

TÜRMOB’a bağlı serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavir meslek odalarının 2013 yılı seçimleri sonrasında oluşan oda kurularında yer alan üyeler bazında yaptığım inceleme ve araştırmalarım sonucunda, toplamda, kadın/erkek (cinsiyet) bazında sayısal durumun aşağıdaki gibi olduğu ortaya çıktı:

 

 
ODALAR
Yönetim kurulu üyesi
 
Disiplin kurulu üyesi
 
Denetleme kurulu üyesi
 
 
Toplam
Kadın
Toplam
Kadın
Toplam
Kadın
SMMMO
420
15
380
46
228
36
YMMO
44
2
40
1
24
2
TOPLAM
464
17
420
47
252
38

 

(Türkiye genelinde hangi meslek odasının hangi kurulunda kaç kadın ve kaç erkek meslek mensubunun yer aldığı, hangi oda kurullarında hiç yer almadığına ilişkin detayları, okuyucuyu yormamak için bilerek yazmadım.)

Ancak, kısaca şunu belirtmekte yarar görüyorum:

82 SMMM ve YMM meslek odasının;

·        hiçbirisinde kadın başkan yoktur.

·        25’inin hiçbir organında kadın meslek mensubu yer al(a)mamıştır.

·        17 oda yönetim kurulunda 17 kadın,

·        38 oda disiplin kurulunda 47 kadın,

·        34 oda denetleme kurulunda ise 38 kadın meslek mensubu yer alabilmiş, ve

·        TÜRMOB ile TESMER organlarında ise hiçbir kadın yer alamamıştır.

 

Yıllara göre önemli sayısal artışa ve isteğe karşın, mali müşavir kadın meslek mensuplarının, mali müşavir meslek örgütlerinin yönetim, denetim, disiplin ve diğer kurullarında yeterince yer al(a)madıkları görülmektedir.

Bu sonuçlara göre; kadın meslek mensuplarının odaların karar mekanizmalarında oransal bazda yeterince yer al(a)madıklarını, ya da yer almalarına yeterli fırsatın tanınmadığını söylemek mümkündür. Görüleceği üzere oda organlarında temsilde, kadınlar aleyhine ciddi bir orantısızlık vardır.

Mali müşavir meslek örgütlerinde seçim sonuçları, kadınların erkekler kadar güçlü olma ve örgütsel kararları etkileyebilme olanaklarına sahip olmadıklarını göstermektedir. Erkeklerin adeta kadın rakipsiz lider seçilmeleri, daha açıkçası, yukarıda da belirtildiği üzere tüm oda başkanlarının erkeklerden oluşması, cinsiyetler arasındaki tarz ve strateji farklılıklarından kaynaklandığı söylenebilir. Tablo bu olunca, “mali müşavir meslek örgütlerinde lider olmak fiziki güç mü gerektiriyor,” diye düşünenler olacaktır!

Öyleki, örgütsel yapının oluşum kurallarını bilmeyenler bu sonuçları görünce; “mali müşavir meslek örgütlerinin yönetsel yapısındaki erkek egemenliği, belirli örgütsel davranış kalıplarını (kurallarını) erkekler mi belirliyor,” diye düşünebilirler.

Kadınların özellikle politikada ve bürokraside olduğu gibi, meslek odalarının yönetim, denetim ve disiplin kurullarında da daha az yer edinebildiklerini bir gerçek!

Üzülerek belirtmek gerekir ki, bu, yalnızca SMMM/YMM meslek odalarının ve TÜRMOB’un değil, Türkiye’nin gerçeğidir.

Nitekim, ülke geneli için yapılan çeşitli araştırmalar sonucu elde edilen veriler; devletin en üst kademelerinden en küçük birimlerine kadar olan çeşitli kurum ve kuruluşlardaki unvanlar ile, çeşitli meslekler ve meslek kuruluşlarında kadınların erkeklere oranla daha az yer edinebildikleri, ya da TÜRMOB ve ona bağlı kimi odalarda olduğu gibi, birçok kuruluşun organlarında yer alamadıklarını göstermektedir.

Kadınların oda organlarında hak ettikleri yeri alamamış olmaları, onların, birlikte hareket edememeleri, etkin bir dayanışma örneği sergileyememelerinden kaynaklanmaktadır, diyebiliriz.

Ancak, duyarlı vatandaşlar, meslektaşlar birbirlerine; “Türkiye nereye gidiyor, meslek odaları nereye gidiyor,” diye soruyorlardır. Oysa sormaya ne gerek var, her şey istatistiklerle bile çok belirgin değil mi? Türkiye ve meslek hızla karanlığa, bilinmezliğe gidiyor! Çünkü kimi anlayışlarca kendisine yalnızca belli görevler bahşedilmiş(!) olan kadınlar, hayatın diğer alanlarında yok sayılıyorlar... Kadını sosyal yaşamdan, çalışma alanından alıkoyan ülkenin ve mesleğin gideceği yer bellidir: Daha anti demokratik, oligarşik, erkek egemen bir yönetim yapısı ve onursuz bir gelecek... Bu işi planlı biçimde yürütenler, yönetenler var mı, bunu bilmek bile istemiyorum ama, bunlar,  kadının ikinci sınıf vatandaş konumunun sürgit devam etmesini, bunun doğal karşılanmasını gerçek çağdaş demokrat kadınlardan ve erkeklerden bekliyorlarsa, önümüzdeki süreç içerisinde yanıldıklarını göreceklerdir, diye düşünüyorum!

Örgütlerde kadına ve erkeğe ilişkin tanımlamaların, görevlendirmelerin örgütün yapısına da bir biçimde yansıyacağı, cinsiyet kavramının, bireyden bağımsızlaşarak erkek egemen örgütsel yapıları da etkileyeceği düşünülmelidir. Zira bireyler, örgütsel yapının temel değerlerine göre, kimliklerini oluşturarak yönetsel rollere uygun şekilde davranabilirler.

Saygılarımla.

SMMM Gökhan DEDE

 

 



[1] Bu tablodaki istatistikî veriler 14.11.2013 tarihli olup, TÜRMOB Web sitesinden alınmıştır.