KAYBEDİLEN 2000 SEÇİMLERI SONRASI “SOL’DA” DURUM![1]
SMMM Gökhan DEDE
Seçimlerin
kaybedildiği yorucu ve bir o kadar da heyecanlı bir günün akşamı verilen yemek,
kimilerine göre sevinç, kimilerine göre ise hüzün yemeğiydi.
Mülkiyeliler
Birliği’nde verilen akşam yemeği, tüm sol ekipler için adeta hüzün yemeği oldu.
Ancak her şeye karşın umutlar tükenmemişti.
Bu
sonuçlar, önceki yıllarda yaratılan Oda-Dernek ayrımını bu akşam unuturmuşa
benziyordu. Zira ortada yalnızca bir örgüt kalmıştı. O da, MMMBD Ankara Şubesi
idi. Oysa seçimi kaybeden birçok oda yöneticisi, hâlâ Dernek üyesi bile
değilken, masanın üstüne çıkarak “arkadaşlar bundan sonraki örgütlenme ve
mücadele yerimiz Dernek’tir,” biçiminde nutuk çekseler de, aynı kişilerin Oda
seçimlerini kaybetmelerinin üzerinden aylar geçmesine karşın, kendileri, Dernek’e
hâlâ üye dahi olmamışlardı.
Bu
arkadaşlarımız Oda yönetiminde bulundukları dönemlerde, kendilerine ”rakip oda
yöneticileri” ya da “muhalif” olarak algıladıkları MMMBD yöneticilerinin her
hangi bir etkinlikleri olduğunda, ücreti karşılığında dahi Oda mekânlarını
kullandırmıyorlardı.
Evet,
işaret yeri doğruydu ve örgütlenme çalışmalarının yapılması gereken mekân MMMBD
idi. Kısmen de öyle oldu.
Bu
sonuçlara göre “solda ciddi bir şok yaşandı” dense de, o günün koşullarında bu
beklenmeyen bir sonuç değildi.
Zira
o günlerde dahi solda birlik sağlanamadığı gibi, Oda yönetimindeki Çağdaş
Muhasebeciler Grubu’na mensup kişiler arasında da ciddi boyutta çekişmeler,
çelişmeler baş göstermiş, çatırdamalar başlamış ve ayrışma noktasına
gelmişlerdi.
Hatırlayalım:
Sol
gruplar 07 Mayıs 2000 Oda seçimlerine kadar (1990 kuruluş seçimleri hariç)
genellikle iki ya da üç grup halinde seçimlere katılıyorlar ve çoğu kere birbirlerinden
çok da farklı sonuçlar (oylar) almıyorlardı. Ancak, seçimleri her defasında iktidardaki
Çağdaş Muhasebeciler Grubu kazanıyordu.
Sağ
kesimi temsil eden Meslekte Birlik Grubu ise, (1992 hariç) her defasında tek
liste halinde seçimlere girmesine karşın, bir türlü seçim kazanamıyordu.
2000
yılı Mayıs seçimlerine sol gruplar bu defa önceki dönemlerde olduğu gibi üç
değil, (ayrılmalar ve birleşmeler sonucu) iki liste halinde katılmalarına
karşın, Meslekte Birlik Grubu seçimleri az farkla da olsa kazanmayı başardı.
Rakamsal
farkın büyüklüğü ya da küçüklüğü hiç de önemli değildi. Önemli olan seçimleri
kazanmaktı. Bu sonuçlara göre, Ankara SMMM Odası’nda bundan böyle devir
değişmiş, Çağdaş Muhasebeciler Grubu’nun 10 Yıllık iktidarı devrilmiş, ASMMMO
organlarından uzaklaştırılmıştı.
Her
ne kadar seçimlere iki ayrı grup (Çağdaş Muhasebeciler Grubu ve Birleşik Çağdaş
Demokratlar Grubu) halinde girilmiş olsa da, seçimlerden hemen sonra, 1992
yılında seçimlere katılan o üç grup da yavaş yavaş kendi eski siyasi
mecralarına (gruplarına) çekilmeye başlamışlardı.
Seçim
yenilgisi sonrasında, solda, “bu olayda
kimlerin daha fazla suçlu olduğuna ilişkin” eleştiriler, tartışmalar devam
ederken, bir yandan da BİRLİK arayışlarına başlanmıştı ya da kimilerince en
azından düşünülmekteydi.
Görünen
gerçek, Türkiye’nin demografik yapısı ASMMMO’ya da aynen yansımaktaydı.
Tahminlere
göre ASMMMO’da sol seçmen, en fazla %30–35 civarındadır. Her şeye karşın şu da
çok iyi biliniyordu ki; önemli olan örgütlü olmak, bilinçli olmak ve kitlelere
ulaşabilecek kadrolara sahip olmaktır. İlk dönemlerde bu özellik, sağa kıyasla solda
daha belirgindi. Tüm sol mesleki gruplarda (farklı sol siyasi görüşlere mensup
olsalar da), sol siyasi gelenekten gelen önder niteliği taşıyan çok sayıda
meslek mensubu bulunmaktaydı. Bu, belki de sol kesim için en önemli avantaj
olmasına karşın, yine de bir türlü tam bir birliktelik sağlanamıyordu. Bunun
nedenlerinden birisinin, -belki de en önemlisinin- “kişisel hırs” olduğu
söylenebilir. Ancak, siyasi yaklaşım farklılıklarının yanı sıra, mesleki ekonomik,
demokratik, sosyal politikalar ve uygulamalar bağlamında da bu gruplar arasında
önemli görüş farklılıkları bulunmaktadır. Güç birliğini sağlayabilmek için
ortak akılla hareket etmek, bu koşullarda zorunluluk haline gelmişti.
Oysa,
gelinen noktada şunu çok iyi kavramak gerekiyordu. Meslekte Birlik Grubu artık
eski Meslekte Birlik Grubu değildi. Her yeni seçim döneminde, oyları artış
göstermekteydi. Bu da bir önceki seçim dönemine oranla, meslek kitlesine biraz
daha yaklaşmış oldukları gerçeğini ortaya koyuyordu.
Bu
koşullarda “sol grupların”, kısacası “sol”un birleşmeden başka seçenekleri
kalmamıştı. Çünkü karşılarında seçmen kitlesine her geçen gün biraz daha
yakınlaşan, yaklaşan tek vücut bir grup; “Meslekte Birlik” vardı.
2000
yılı Mayıs ayında Meslekte Birlik Grubu’na kaptırılan ASMMMO yönetiminin geri
alınması için tüm ilerici, yurtsever, devrimci, demokrat ve sosyal demokrat
meslektaşların, hatta kimi liberallerin ortak ve vazgeçilmez arzuları “solda
birliğin sağlanması” idi.
Bir
musibetin bin nasihatten daha iyi olduğu, artık iyice anlaşılmıştı!
O
tarihe kadar gelenekselleştirilmiş olan genel kurul sonrası verilen yemek, bu
defa, mağlubiyetin üzerine Kızılay’da Mülkiyeliler Birliği lokantasında verildi.
Mağlubiyetin efkârı, rakı içilerek dağıtılmaya çalışılıyordu! MBG taraftarları
ise ayrı bir mekânda (yemekte) başarıyı kutluyorlardı.
Burada
ASMMMO 2000 dönemi seçim sonuçlarına bakıldığında, Çağdaş Muhasebeciler Grubu’ndan,
-Mehmet Çelik başkanlığındaki gruptan- ciddi anlamda yetişmiş kadrolar ayrılarak
yeni bir grup altında birleştikleri için, bu yeni grubun seçim kazanma şansı
oldukça yükselmişti. Hatta Mehmet Çelik başkanlığındaki ÇMG’ye çok ciddi bir
fark bile atmış olmaları gerekirdi, diye düşünülebilir. Zira yukarıdaki
bölümlerde de yazıldığı üzere Oda Sekreteri dahil, ASMMMO yönetimindeki üç üye
ve bunlarla beraber kadro niteliğindeki üyelerden onlarca insan ayrılarak yeni
Grup’a katılmışlardı.
Oysa
bu birleşmeyle seçimler kazanılamadığı gibi, birleşen grupların ve ekiplerin aldıkları
oylar, tek başına kaldığı düşünülen Mehmet Çelik başkanlığındaki Çağdaş
Muhasebeciler Grubu’na önemli bir fark da atamamışlardı.
Bu seçim sonuçları şu
olasılıklar üzerinden değerlendirilebilir:
- Gelenlere tepki olarak, birleşilen gruplardan diğer
gruba oy verenler de olmuştur,
- Bu katılımdan mutlu olmayanlar ya da birleşmeye
tepkili olanlar, seçimlere katılmamışlardır.
- Ya da, ÇMG’den ayrılıp gelenler, öyle sanıldığı
kadar önemli bir oy potansiyeliyle gelmemişler, beklenen katılımı
sağlayamamışlardır.
Tüm bunlar düşünülürken,
merak edenlere ayrıca şu sorular da sorulabilir;
·
Ali
Metin Polat ve arkadaşları Oda Başkanı Mehmet Çelik’e yüz çevirmeselerdi, yani
ÇMG’den ayrılmamış olsalardı, MBG seçim kazanabilir miydi?
·
Seçimi
MBG kazandığına göre, bunun sorumluları o dönem Oda sekreteri olan Ali Metin
Polat, yönetim kurulu üyeleri Ali Çetin, Hüseyin Zorlu ve arkadaşlarıdır,
denilirse, haksızlık yapılmış mı olur?
·
Böyle
bir birleşmedense, DM ve DMB ittifakı gerçekleştirilseydi, seçimi
kazanabilirler miydi?
·
Ya
da, Yeni Grup, ÇMG’den ayrılarak gelen Ali Metin Polat’ın başkan adaylığında
değil de, başka bir kişinin başkan adaylığında girilseydi, seçim yine
kaybedilir miydi?
·
Yıllarca,
Oda başkanı Mehmet Çelik’in yanında oda sekreteri olarak (altı yıl) yer almış
olan Ali Metin Polat’ın ayrılık rüzgârları estirmesinin haklı nedenleri var
mıydı, varsa nelerdi. Bunlar netleştirildi mi?
·
Ali
Metin Polat’ın 2000 yılında Grubu’ndan ayrılması sonucu kaybedilen Oda yönetimi
ile, 2010 yılında AÇDMG’nin dağılmasında baş sorumlu olarak görülmesinin sonuç
itibarıyla benzerliği var, denebilir mi?
Tüm
bu olasılıklara dayanan sorular çoğaltılsa da, o günlerin gerçeği, böyle bir
musibetin yaşanacağının müjdecisiydi!
Sonuç
olarak denebilir ki, birlik geleneği çok da güçlü olmayan sol, ASMMMO’yu MBG’ye
kendi elleriyle altın tepside sunmuş oldu.
Demek
ki, “sol”’un birleşmesi, yani AÇDMG’nin kurulması için bir kere de olsa MBG’nin
seçim kazanması gerekiyormuş!
Ne
yazık ki, zorunlu olarak sağlanan bu birleşme süreci ancak 2010 Mayıs seçimlerine
kadar devam ettirilebildi. (İleriki kısımlarda bu dağılma ya da dağıtılma
süreci irdelenmeye çalışılmıştır.)
Henri
Frederik Amiel diyor ki;
“İyi
insanlar bir musibet geçirdikten sonra daha da iyi insan olurlar.”
Birçok insan da diyor ki: ACABA!
Kitle
tabanının birleşmeden yana olduğu hep söylense de, karar vericiler genellikle
ekiplerin ve grupların başları olmaktadır. Çünkü bunlar üzerinde, tabanın
kısmen de olsa bir baskısı vardır. İşte bu baskıcı unsurlar, daha çok ekipler
(gruplar) içerisindeki akil insanlardır.
2000
yılı Ekim ayına kadar solda birleşmenin sağlanabileceği kuşkuluydu. Çünkü
ekipler, küme küme dolaşmakta, hatta kimi genel kurullara kümeler halinde
katılıp, yine birlikte salonları terk ediyorlardı. Bu türden birliktelikler, davranışlar,
birleşme hayallerinin gerçekleşemeyeceği kuşkusunu yaratıyordu. Buna bir örnek
olarak 2000 Eylül ayında yapılan MMMBD Ankara Şube genel kurulu gösterilebilir.
Öyle ki ASMMMO eski Oda Başkanı Mehmet Çelik ve arkadaşları bu genel kurula hep
birlikte katıldılar, konuşmalar yaptılar. Konuşmalarında ASMMMO’da 18 Ağustos
Marmara depremine benzer bir deprem yaşandığını, solun fena halde duvara
tosladığını da teslim ederek, suçlunun yalnızca kendilerinin olmadığını ifade
ederek, Dernek seçimlerine katılmadan salonu birlikte terk ettiler!
(DEVAM EDEBİLİR…..)
[1] Bu yazı Gökhan Dede’nin
“89’dan 2010’a ASMMMO’da AÇDMG Örgütlenmesi” adlı çalışmasından alınmıştır.
Geçmişi anımsatma, bir anlamda nostalji olsun diye…