Sayfalar

23 Nisan 2010 Cuma

NİSPİ TEMSİL SİSTEMİ GELDİ AMA

 
NİSPİ TEMSİL SİSTEMİ GELDİ AMA
TEMSİLDE ORANSIZLIK DEVAM EDECEK!
SMMM Gökhan DEDE –23 Nisan 2010

2007 yılında “Seçimler Demokrasisi, Temsilde Oransızlık ve 3568 başlıklı bir yazı yazmıştım. O günden bu yana ne değişti diye şöyle bir bakıverdim:

3568 sayılı Meslek Yasamız önemli değişikliklere uğradı. Ama bazı konulara teğet bile geçilmedi.

Bu düzenlemeyle gelen en önemli değişikliklerden birisi, seçimlerin nispi temsil sistemine göre yapılması oldu. He ne kadar Yasa değişikliği Anayasa Mahkemesi’ne götürüldüyse de, sonuçta değişen bir şey olmayacağını düşünüyorum.

Ülkemizde, yarım asırdan fazla bir süredir geldiği iddia edilen demokrasiye bir türlü işlerlik kazandırılamıyor. Demokrasi ile bizleri yönettiklerini iddia edenler ve onları destekleyenlerin oy çoğunluğunu ve hâkimiyeti ellerinde bulundurmaları, istediklerini yapabilecekleri biçiminde algılanıyor.
Olaya seçimler bağlamında yaklaştığımızda, karmaşa ortamını yaratan konuların başında, mevcut seçim yasasıyla getirilen temsil ve temsilde oran sorunu gelmektedir. Bugünkü siyasal yapı, 12 Eylül Askeri darbesiyle oluşturulan ve sonrasında devam ettirilen, sözde demokratik açılımlarla bir türlü düzeltilemeyen anayasal ve yasal düzenlemelere dayanmaktadır. Bu nedenle, bu siyasal yapının oluşturduğu Yasama Organı kıskacında yasal değişikliklerin nasıl yapılacağı konusunda görüş birliği, bizim 3568 sayılı Meslek Yasamız konusunda da oluşamamaktadır,  Sosyal hayatın birçok alanında olduğu gibi bizim mesleki sorunlarımızın da bir kısmı hâlâ çeşitli soru işaretlerinin çengeline takılı duruyor. 3568 sayılı Yasa değişmediği sürece mevcut olumsuzluklar kat be kat artarak devam edecektir. O nedenle bu yasa acilen değişmelidir,” diyorduk ki, Yasamız değişti.
3568 sayılı Yasa’da 5786 sayılı Yasa’yla birçok değişiklikler yapılarak, 26.07 2008 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu değişikliklerden en çok tartışılanı seçim sistemine ilişkin olanıdır. (Yasa’nın bu yönü ayrı ve önemli bir tartışma konusudur.)
Seçimlerin yaklaşması nedeniyle sıkça tartışılan ve eleştirilen mevcut seçim sistemi nedeniyle oluşacak sonuçlar; temsilde oransızlık ve bunun doğuracağı adaletsiz sonuçlar olacaktır.
Gelinen noktada, temsil konusunda milletvekili seçim sistemi ile 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun seçme ve seçilme sistematiği birbirine benzerlikler göstermektedir.
Siyasi partiler (milletvekili) seçim sistemindeki temsilde adaletsizlik, bizim 3568 sayılı Meslek Yasamızda da mevcuttur. Muhasebeci ve mali müşavir seçmen kitlesinin TÜRMOB’da temsili, orantılı ve adaletli değildir. Yasa’nın önemli boyutta değiştirilmesine karşın, bu adaletsizlik giderilmemiştir. İşte bütün bu örnekler, demokratik Türkiye’nin (!) ve demokratik TÜRMOB’un (!) açmazlarındandır.
Hep düşünürüz; acaba bazı çözümsüzlüklerin çözümünü yasal demokratik kurallar içinde aramak girişiminde bulunulsa, çözüm fırsatı yaratıla bilinir mi? Ülkemizde, siyasi parti temsilcilerimize veya diğer kurum ve kuruluşlarımıza yönetici olacaklara oy verecek kitlenin, kendilerini temsil edecek olanlara oy vermelerini ve tercih haklarını kullanma özgürlüğünü yasayla engellemek gibi yasal düzenlemelerimiz vardır. Ve bunun anlamı; kitleyi, temsil edilmesi gereken yerde temsilcisiz bırakmaktır. Bazı durumlarda ise insanlar seçileceklere kerhen (istemeye istemeye) oy vermek durumunda bırakılmaktadır. Örneğin; değişmeden önceki 3568 sayılı Yasa’ya göre kullanacağınız oyunuzun geçerli olabilmesi için TÜRMOB Yönetim Kurulu için asıl üye sayısının üçte ikisi oranında (5 YMM, 2 SMMM ve 2 SM ‘den 6 isim), odalara yönetici seçmek durumunda kaldığınızda ise 5 kişilik yönetim kurulundan 3 SMMM, ve 2 SM adaydan en az yarıdan bir fazlasına yani dördüne oy vermek zorundaydınız. Aksi halde oyunuz geçersiz sayılmaktaydı. Yani istediğiniz azlıkta kişiye oy verme gibi bir tercihiniz ve şansınız yoktu. Seçim demokratik bir yöntem olduğuna göre, o halde bu da demokratik bir yöntemdir!
Oysa, önümüzdeki 2010 Mayıs seçimlerinde bu durum daha da vahimleşmiştir. Siyasi partileşmiştir. Bu defa “gruplara oy vermek” durumunda kalacağınızdan, işaretleyeceğiniz “kutucuğun, (grubun)” içinde olan, ama, onaylamadığınız, beğenmediğiniz kişileri de seçmek ya da diğer grup kutucuktakileri seçememek gibi bir handikapla karşı karşıya kalacaksınız. Olay yalnızca kutucukların (grupların) adaletsizliği olsa ne ala… Diğer yandan 3568 sayılı Yasa’ya aykırı Odalar ve Odalar Birliği yönetmelikleri hâlâ yürürlüktedir! Dolayısıyla “temsilde oransızlık” devam edecektir.
Nasıl mı?
Yasa’nın 21. maddesine göre Oda Yönetim Kurulu, Genel Kurulca kendi üyeleri arasından üç yıl için seçilen, üye sayısı binin altında olan odalarda beş asıl ve beş yedek, üye sayısı bin ilâ beşbin arasında olan odalarda yedi asıl ve yedi yedek, üye sayısı beşbini aşan odalarda ise dokuz asıl ve dokuz yedek üyeden oluşur. (Birlik yönetim kurulu üyeliği için böyle bir durum söz konusu değildir.)
Oysa, Yasa’da böyle bir zorunluluk olmamasına karşın, Yönetmelikte SM ve SMMM sayısal ayırımı yapılmıştır ve yıllardır böyle uygulanmaktadır.
Yasa’nın 35. maddesine göre Birlik Yönetim Kurulu, Genel Kurul üyeleri arasından üç yıl için seçilen dokuz asıl ve dokuz yedek üyeden oluşur.
Birlik Yönetim Kurulu üyeleri;
1.      Kayıtlı olduğu meslek odasında en az üç yıl kıdemli olan, ve
2.      Bu Kanun hükümlerine göre serbest veya bir işyerine bağlı olarak fiilen mesleki faaliyette bulunanlar arasından seçilir.
Bu koşulları taşıyan yönetim kurulu üyelerinden beşinin yeminli mali müşavir olması zorunludur. Yönetim Kurulu kendi üyeleri arasından bir başkan, bir genel sekreter ile bir genel muhasip seçer. Yönetim Kurulu başkanı yeminli mali müşavirler arasından seçilir. Yönetim Kurulu Başkanı olmak için sadece YMM olmak yetmemektedir. Yönetim kurulu başkanı olabilmek için en az beş yıl süreyle yeminli mali müşavirlik yapmış olmak gerekir. Bu koşul yalnızca yönetim kurulu başkanlığı yapmış olanlara getirilmiştir.
Yönetim kurulu başkanlığı yapmış olanlar için bir de sınırlama getirilmiştir. Üst üste iki seçim döneminde iki defa Birlik Yönetim Kurulu başkanlığına seçilmiş olan kişiler, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe yönetim kurulu üyeliğine seçilemezler.
Görüldüğü üzere hem 4/5 oranı hem de genel başkanın YMM olması biçimindeki adaletsizlik/oransızlık yeni Yasa ile de devam ettirilmiştir.
Seçme ve seçilme konusunda 3568 sayılı Yasa ve yönetmelik maddelerinin ne kadar antidemokratik olduğunu aşağıdaki istatistikî verilerle ve çarpıcı örneklerle açıklayalım ve kararı okuyucular versin.
TÜRMOB İnternet sayfası verilerine göre (01.09.2010 tarihi itibarıyla) Türkiye genelinde toplam 82.427 meslek mensubu bulunmaktadır. Bunların 3.858’i YMM, 57.405’ü SMMM ve 21.164’ü SM (SM+SMMM=78.569 kişi)’den oluşmaktadır. 
Türkiye genelinde 8 YMM odası ve 73 SMMM odası (Alanya ve Bodrum dahildir) olmak üzere toplam 81 oda kurulmuştur.
Bilindiği üzere Meslek Yasamızın 32. Maddesi gereği her oda, üye sayısına bağlı olmaksızın seçeceği üç temsilciye ilave olarak, üyelerinin yetmiş beşte biri (2010 altmışta biri) oranında Birlik temsilcilerini seçerler. TÜRMOB organlarına seçilecekleri, odalar temsilcileri (delegasyonu) belirlemektedir. Birlik delegasyonu ise bu (yuvarlak hesap, fireler dikkate alınmadı) hesaplamaya göre 2010 için toplam 82.427/60=1.374 delege ve 81*3= 243 olmak üzere toplam 1.617 delegeden oluşacaktır.
Yukarıdaki verilere göre unvanlar bazında Birlik delegasyonu: YMM 3.858/60=64+(8*3)=88 delege, SMMM+SM 78.569/60=1.310+(73*3)=1.529 delege olmak üzere toplam 1.617 delege biçiminde şekillenmektedir.
Görüleceği üzere YMM’lerden 20 kat daha fazla bir çoğunluğa sahip SM+SMMM meslek grubuna, 9 kişilik yönetim kurulu üyeliğinin yarısı kadar bile temsil hakkı verilmemektedir! Oysa, normal koşullarda 1.617/9=179,67 delegeye bir Birlik YK üyesi denk gelmektedir.

Bu durum SMMM’lere sizce neyi çağrıştırmaktadır?

Ülkemizde kurumsal ve ekonomik yapı, mali sistem ve demokrasi sorunsuz işlemiyor. Bunu biliyoruz ve her hangi bir kurumun başındakilerin dışında herkes genellikle böyle söyler. Yönetenlerin ya da işin başındaki yöneticilerden kimileri, bu sistemde doğru işlemeyen bazı mekanizmaların olduğunu teslim etmektedir.
Toplum olarak var olanla yetinmeyi adeta ilke edindiğimiz, yani biraz da şükürcü olduğumuz içindir ki, sorunlarımızı yönetmelik ve mesleki kararlarla çözmeye çalışmaktayız. Bu durumda Yasa’yı değiştirme arzusunda olduklarını söyleyen bazı yönetenlerin ve meslektaşların da, mevcut demokratik hakların da ellerinden alınma endişesini taşıdıklarını bilmekteyiz.
Demokrasi her ne kadar açıklık, yurttaşların veya üyelerin tercihlerini özgürce belirlemesi amacıyla oluşmuş bir sistem ise de, durum sadece ülkemizdeki diğer yurttaşlar yönünden değil bizler (muhasebeciler, mali müşavirler) açısından da kapalılık ve belirsizlikler sürecini devam ettirmektedir. Ancak, belirsizlik ve sürüncemede bırakılma ve sürekli endişe taşıma beklentisi çözümsüzlükler yumağını büyütmektedir.
Bilindiği üzere, var olan siyasi partiler ve seçim yasalarının getirdiği baraj sınırlaması ile geniş kitlelerin temsili demokratik olmamaktadır. Yani geniş kitleler temsil edilememektedir. İktidar partisi dışındaki tüm siyasiler ve siyasal partiler bunu her ortamda dile getirmektedirler. Ancak, benzer anti-demokratik uygulama bizim 3568 sayılı Meslek Yasamızda da mevcuttur. Bu anti demokratik yapılanmalar yılardır ara sıra da olsa dile getirilmekte, ancak hiçbir iyileştirme yapılmamaktadır. Genel kanı odur ki; Meslek Yasamızın yönetim yapısına ilişkin hükümleri değişmediği bu haliyle, Yasayla oluşturulan azınlığın çoğunluğa hükmetme, dolayısıyla onları yönetme biçimindeki hakkaniyetsiz yasal tahakkümü devam edecektir.
3568 sayılı Meslek Yasamızın Birlik Yönetim Kurulunun oluşumuna ilişkin 35. maddesi, dokuz kişilik yönetim kurulunun beşinin yeminli mali müşavir (YMM) olmasını emreder. Devamla, maddenin 3. bendinde ise yönetim kurulu başkanının da yeminli mali müşavirler arasından seçileceği hüküm altına alınmıştır. Yani “genel başkan” olmak için demokrasinin çoğunluk rejimi olduğuna ilişkin kuralı bu Yasa’da işlememektedir. Hal böyle olunca da genel başkan olmak isteyenlerin bir biçimde YMM olmaları gerekmektedir. Kaldı ki YMM olmak için kamuda çalışanların dışında serbest çalışan serbest muhasebeci mali müşavir (SMMM) ruhsatlı meslek mensuplarının sınava girebilmek için 10 yıl serbest çalışmaları gerektiği gibi, özel sektörde ve kamuda çalışan SMMM ruhsatlı meslek mensuplarının ise bu şansları dahi bulunmamaktadır!
Özetle; demokrasinin o çok bilinen kuralını buralarda işletmenin olanağı 3568 sayılı Yasa ile engellenmiştir. Bu durumda SM ve SMMM meslek mensuplarının “genel başkan” olabilmeleri veya ilk beşe girebilmeleri için unvan farklılaştırmaları gerekmektedir. Bunun için Maliye Bakanlığı’nın ilgili birimlerinde çalışanlarından sınavsız YMM olanlarının dışındakilerin sınavlara girerek YMM olmaları gerekmektedir. Bu hak bazılarına demokratik kurallara aykırı biçimde 3568 sayılı Yasa ile verilmiştir. Bu da yasalar demokrasisinin kurallarından olmuştur! Ama gelinen noktada artık meslek kitlemizin edindiği birikim ve olgunlaşma düzeyinin “genel başkan” olmak için illa da unvan değişikliği yapmak (YMM olmak) durumunda kalmamaları gerekmektedir, diye düşünüyorum.
3568 sayılı Yasa’nın birlik disiplin kurulunun oluşumunu düzenleyen 38. maddesine göre, beş meslek mensubundan oluşan Disiplin Kurulu’nun üyelerinin üçünün YMM olması zorunludur. Geriye kalan iki üyenin ise SMMM ve SM meslek mensuplarına kaldığı anlaşıldığından bu iki unvana sahip meslek mensupları arasında adil bir paylaşım söz konusu olduğu görüntüsü verilmektedir.!
Birlik Denetleme Kurulu bir YMM ve iki SMMM meslek mensubundan oluşmakta olup, bu kurulda SM meslek mensubuna yer yoktur. Kurul başkanı YMM olup, o da tek YMM’dir.
3568 sayılı Yasa maddelerinin bazılarının demokratik kurallara uymadığı gibi, bazı yönetmeliklerimizin bir kısım maddelerinin de 3568 sayılı Meslek Yasamıza aykırı olduğunu da görmekteyiz. 3568 sayılı Yasa SMMM ve YMM odalarını aynı bölümde toplamıştır. YMM odaları tek unvandan oluştuğundan bir sıkıntı olmamakla birlikte, SMMM odaları SM ve SMMM meslek mensuplarından oluşmaktadır. SMMM oda kurullarının oluşumunu da düzenleyen yasa maddelerinde (21, 25 ve 27. maddeler) meslek unvanlarının sayısal ayrımına ilişkin hiçbir düzenleme olmadığı halde yönetmelikle yapılan düzenleme gereği örneğin; yönetim kuruluna 3 SMMM ve 2 SM seçilmek durumundadır. Oysa bugün mesleğimizin ulaşmış olduğu nitelik düzeyi dikkate alındığında böyle bir ayırıma gerek duyulmamalıdır. Yani, mesleğe en iyi hizmeti verebilecek kişileri seçmenler belirlemelidirler. Bu anlamda, yönetim ya da diğer kurullarda görev alacakların SM ya da SMMM unvanlı olması konusunda sayısal sınırlama ayrımı, yapılmamalıdır.

Sonuç olarak; demokrasinin bir değerler sistemi olması, yasadan da hatta illa da birilerinin bir yerlere seçilmesinden de önce gelmesi gerektiği düşünüldüğünde, bu durumun (demokrasinin) asla ve asla bir araç olarak kullanılmaması gerekir. Bilinmelidir ki demokrasi; kişilere, unvanlara veya gruplara değil, değerlere sahip olduğu sürece kalıcılaşır. Hiç şüphesizdir ki, bu değerlerin başında eşitlik, özgürlük ve erdem gelir.

İnsanlık Türkiye’de ve dünyada bu değerlere büyük savaşımlar, mücadeleler vererek ulaşmıştır. Demokrasinin, insan aklının özgürleşmesinin bir sonucu olduğu gerçeği genel kabul gören bir olgudur. İnsan aklının özgürleşmesi için her şeyden önce, tartışılmaz olması istenilen çeşitli öğelerin etkisinde kalınmaması gerekir. Dolayısıyla; hakkaniyeti, özgürlüğü, eşitliği ve etiği öne çıkarmayan anlayışlar ve düşünce sistemleri bu niteliği gereği demokratik olamazlar.

Bugün ülkemizde uygulanmaya çalışılan demokrasi, yasalar demokrasisidir. Bu bağlamda, içinde bulunduğumuz bu yasalar demokrasisini(!) değerler demokrasisine dönüştürmek gerekir. Eğer başarılamazsa, bu durumun tarihsel ve toplumsal sorumluluğu bu değerlere yeterince sahip çıkmayan, kitlelerin, üyelerin haklarını koruyamayan veya kötüye kullanan, değiştirme girişiminde dahi bulunmayan yönetenlerin üzerinde kalır ki, bunun sonuçlarının getireceği olumsuzlukları bugüne kadar yaşadığımız gibi bundan sonra da hep birlikte yaşayacağız demektir. 

SMMM Gökhan DEDE –23 Nisan 2010
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder