SÖYLEM VE EYLEM
Sevgili muhasebeci meslektaşlarım,
Ağustos sıcağında okumak, hele hele bunca işin arasında oldukça sıkıcı, biliyorum ama, rahatsızlık duyulan konularda insan ya bağırmak ya da yazmak ister. Ben de öyle.....
Son zamanlarda meslek örgütünün kimi yöneticileri hakkında ciddi eleştiriler, hatta kimileri hakkında da suçlamalar yapılmaktadır. Ağustos sıcağında okumak, hele hele bunca işin arasında oldukça sıkıcı, biliyorum ama, rahatsızlık duyulan konularda insan ya bağırmak ya da yazmak ister. Ben de öyle.....
Meslek mensubu olarak meslek adına tüm bunlardan rahatsızlık duymaktayım. Ya da duyulmaktadır.
Ancak, yeterli mücadele edilmekte, mesleğe doğru önderlik yapılabilmekte midir? Asıl sorun buradadır.
Olayın bu boyutu, meslek örgütleri ya da meslek odaları, dernekleri bağlamında göreceli olduğu kadar, tartışmalıdır da. Bu tartışmalara taraf olanları da dinlemek gerekir.
Ancak, kimileri hakkında inanılmaz şeyler yazılmasına, hatta kamuoyuna duyurulmasına karşın, bunlardan ses çıkmamaktadır. Ya da ben duyamamaktayım. Unutmayalım ki; meslek örgütleri (odalar ve TÜRMOB), hukuksal olarak var olan örgütlerdir. Eğer bu mesleki kuruluş yöneticileri, üyelerinin sorunlarına çözüm üretemiyorsa, enerjilerini başka yerlerde
başka amaçlar için harcıyorlarsa, bunu tarif etmek kolaydır. Ancak, olay ne olursa olsun, sonuçta bundan en büyük zararı üyeler görecektir.
Böyle durumlarda yaşanan süreci değiştirmeyi düşün(e)meyen üyeler, sonuçlarına da katlanmak zorundadırlar.
Bilmekteyiz ki, meslek mensuplarının büyük çoğunluğu yalnızca sıkça konuşulan küresel ekonomik krizden değil, çeşitli kaynaklı, hatta önceki yıllarda başlayan ve süregelen ciddi bir "UMUTSUZLUK" içindedirler.
Bu durum yeni bir olgu da değildir.
Bu umutsuzluğu umuda dönüştürmek, onları bu yılgınlıktan kurtarmak; ancak ve ancak, meslek örgütlerini yönetenlerin, tüm birikimlerini ve enerjilerini dürüstçe, ama doğru ve samimi bir biçimde mesleki mücadeleye hasretmelerine, çabalarına bağlıdır.
Ülkemizde hukuktan, çağdaşlıktan, demokratlıktan, katılımcılıktan yana olduklarından her fırsatta söz etmeyen kalmadı! SMMM, YMM meslek örgütü yöneticileri de öyle. Ancak, eğer bu güzel değerlerden yana olanlar samimi iseler, tüm bunları sık sık dile getirmektense, hak kayıplarının ayyuka çıktığı şu günlerde, söylemlerini eyleme dönüştürmeleri ve statükoculuktan vazgeçmeleri şarttır. Oysa, meslek örgütleri, meslek mensuplarının çalışma koşullarıyla, ekonomik ve sosyal durumlarını iyileştirmek, kısacası; mesleğin ve meslek mensuplarının sorunlarına çözüm üretmek için vardır. Kuruluş amaçlarından biri de budur. Yöneticilerinin de bunlara azami özeni göstermeleri gerekir!
Gökhan DEDE – 20.08.2009