EKONOMİK KRİZ HAKSIZ REKABETİ KÖRÜKLEYEBİLİR!!
Gökhan Dede 30 Eylül 2008
Değerli meslektaşlarım, daha çok ABD’de olmak üzere birçok ülkede ekonomik kriz sinyalleri verilmekte, tedbirler alınmaya çalışılmaktadır. Zaten dışa bağımlı ve kırılgan yapıya sahip Türkiye ekonomisinin bu krizlerden kolaylıkla etkilenmesi beklenen bir olgudur. Dolayısıyla meslek mensuplarımızın da olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz bir gerçektir. O nedenle yeni haksız rekabetler gündemdedir diyebiliriz.
Muhasebeci ve mali müşavir meslek mensupları arasında meydana gelen haksız rekabeti sadece şekle ilişkin konularda aramamak gerekir. Haksız rekabet özünde bir sistem sonunudur. Veya siz buna sistemsizlik sorunu da diyebilirsiniz.
Kapitalist sistemin çarpık bir biçimde uygulandığı bizim gibi geri bıraktırılmış ülkelerde muhasebeci ve mali müşavir meslek mensupları arasında rekabetin ve hatta haksız rekabetin olmaması düşünülemez. Hatta bu durumun gerçekliği de yadsınamaz. Haksız rekabeti yaratanlar, sadece kişiler (muhasebeciler veya mali müşavirler) değildir. Bunun asıl sorumlusu, mesleğin ve meslektaşın gereksinim duyduğu düzgün yasa ve yönetmelikleri çıkar(a)mayan, veya çıkarılmış olanları bile doğru dürüst, adil bir biçimde uygulamayanlardır. Ya da uygulanmasına fırsat vermeyenlerin oluşturduğu sistemdir.
Ülkemizde çeşitli iç ve dış etkilerle zaman zaman ekonomik krizler yaşanmaktadır. Kriz ortamları ekonomideki tekelleşmeyi körüklediği gibi, meslek mensuplarının da iş kayıplarına sebep olmaktadır. Örneğin, bugün herhangi bir sektörün içinde olan mükellef, kriz sırasında veya en geç kriz sonrasında sektörün dışına iflas etmiş vaziyette itilmektedir. Dolayısıyla meslek mensubu da sektörün dışına itilmektedir. Ancak her şeye karşın kriz ortamlarından yararlananların varlığını unutmamak lazım.
Yaratılan veya oluşturulan ekonomik krizlerden yararlananlar diğerlerine karşı her zaman ekonomik üstünlük sağlamaktadırlar. Bu krizlerden olumsuz etkilenen mükelleflerin muhasebecisi olmak bir talihsizlik olarak yorumlanabilir. Olumlu etkilenen mükellefin muhasebecisi veya mali müşaviri olmak ise bir şans olabilir. Bunların sonuçları meslek mensubuna doğallıkla yansıyacak ve bir üstünlük veya dezavantaj sağlayabilecektir. Hatta bu krizlerden etkilenenler arasında muhasebeci veya mali müşavirlerin bizzat kendileri de bulunabilmektedir. Burada ise direkt bir ekonomik üstünlük söz konusu olacaktır. Haliyle iş edinme konusunda bir avantaj sağlanmış olacaktır.
İşte bu olası olumsuzluklar sonucunda bazı meslek mensuplarının durumdan kaçınılmaz bir biçimde etkileneceği şüphesizdir. İşte tamamen sistemden kaynaklı, zorlamalı haksız rekabet ortamlarını diğer meslektaşlarına karşı yaratmaları da söz konusu olabilmektedir. Koşullar ne olursa olsun, kariyer mesleğinin mensubu; diğer meslek mensuplarına karşı haksız rekabette değil dayanışma içerisinde olmalıdır.
Günümüzde sıklıkla yaşanan ekonomik krizler, kriz benzeri dalgalanmalar sırasında krizden etkilenen mükelleflerden birkaçı meslek mensubunun müşterisi olabilir. Ekonomik kriz sektörel bazda bile olsa etkilenme daha çabuk ve kolay olabilir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki; ekonomik gelişmelerin olumsuz seyri veya krizler birçok meslek mensubunu zor durumda bırakabilmektedir. Zira haksız rekabet olgusu küresel krizle birlikte hızlanmaktadır. Diğer bir ifade ile ülke bazlı veya küresel bazlı krizler haksız rekabeti körüklemektedir. Bu krizlere dayanamayan firmalar yok olmaktadırlar. Dolayısıyla bu firmalara muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri veren meslek mensuplarının işsiz kalmaları kaçınılmaz olmaktadır. Böylesi durumlarda mesleki dayanışma bireysel ve örgütsel temelde önem taşımaktadır. O nedenle mevzuat hassasiyetle ve dikkatlice değerlendirilerek uygulanmalıdır.
Gökhan Dede 30 Eylül 2008