HAKSIZ REKABET OLGUSUNU
GENİŞ DÜŞÜNÜP
DEĞERLENDİRMEK GEREKİR
SMMM Gökhan DEDE-20.08.2008
Mesleki gelişimin önüne yalnızca angaryaları, tahsilat sorununu koyarsanız ve haksız rekabet olgusunu yalnızca meslek mensuplarının birbirleri arasında ya da müşterileriyle ilişkilerinde gelişen olumsuzluklar olarak algılarsanız, gerçeklerden uzaklaşmış olursunuz.
Angaryaların muhasebecinin/mali müşavirin işlerini zorlaştırdığı doğrudur. Ancak bunu fırsata dönüştürmek çok zor bir olgu değildir. Bunda, meslek örgütlerinin doğru kararlar alarak etkin önderlik etmeleri meslek mensuplarına yeni kazanç kapıları açabilir. Meslek örgütlerinin kalıcı, kararlı ama etkinliği olacak önlemler alma konusunda cüretkâr davranmaları, tahsilat sorununa çözüm bulunabilir.
Angaryalar ve tahsilat sorununun özünde haksız rekabet olgusunun yattığını söylemek mümkündür.
Haksız rekabet olgusu ilk bakışta “sanki bireysel bir eylemmiş” gibi algılansa da, olay irdelendiğinde bunun yalnızca muhasebeci ya da mali müşavir meslek mensubu kaynaklı olmadığı görülecektir.
O nedenle diyebiliriz ki, haksız rekabet olgusunu, yalnızca meslek mensuplarının birbirleri ya da müşterileriyle yaşanan olumsuzluklar olarak gören anlayışlarla soruna çözüm üretilemez.
Olaya daha geniş açıdan baktığımızda diyebiliriz ki; haksız rekabetin mali idare, mali ve mesleki mevzuat, müşterileri, meslek örgütleri, yeminli mali müşavirler ve bağımsız denetçi meslek grupları kaynaklı boyutları göz ardı edildiği sürece çözümü olanaklı değildir.
Haksız rekabet, artık mesleki bir olgudur ve kronikleşmektedir.
Bu olgu, bir yandan insanların sosyal yaşamlarını olumsuz yönde etkilerken, diğer yandan aynı iş kolunda çalışanların/yarışanların birbirlerine olan güvenlerini, dayanışma ruhunu yok etmektedir.
Çünkü, haksız rekabetin olduğu her yerde, haksız bir eylem vardır ve bu haksız eylemlere dahil olmayanlar, yani “kirli rekabete” girmeyenlerin bir kısmı zarar görmekte ve kendilerini sahipsiz hissetmektedirler!
Mesleğin karşı karşıya bulunduğu en can alıcı temel sorunlarından birisi olduğu bilinen haksız rekabet, ne yazık ki alındığı söylenen bunca önleme karşın, hâlâ tüm şiddetiyle sürmektedir.
Haksız rekabet gerçeği konusundaki olumsuzlukların giderilmesi için, öncelikle meslek mensuplarının kendi sorunlarına mesleki örgütlü yapı içerisinde sahip çıkmaları ve duyarlılık göstermeleri gerekir.
Sebep ve sonuçları ne olursa olsun, haksız rekabetin dolaylı ve dolaysız yaratıcıları, meslek mensuplarının haklarını bir biçimde gasp etmekte, mesleğe zarar vermektedirler. Buna “dur” demenin zamanı hiçbir dönemde geçmedi, geçmeyecektir de. Yeter ki, haksızlık edenlerle haklıların mücadelesi cesurca, haklı zeminde, ama örgütlü biçimde olsun.
Meslek örgütleri, meslek mensuplarının çalışma koşullarıyla, ekonomik ve sosyal durumlarını iyileştirmek için vardırlar. Kuruluş amaçlarından biri de budur.
Muhasebecilik ve mali müşavirlik (denetim) mesleğine ve mensuplarına sahip çıkmak, onları desteklemek, geliştirip güçlendirmek, ülke maliyesine, ekonomisine sahip çıkmak demektir.
Bu mesleğe ve meslek mensuplarına değer vermek, sahip çıkmak demek; ülkedeki yolsuzlukların, soygunların, kayıt dışı ekonominin, kayıt dışı istihdamın, vergi kayıp ve kaçağının önüne set çekmek, demektir!
Bütün bunlar için gerekli olan; yalnızca biraz samimiyet, biraz cesaret ve ciddiyettir.
SMMM Gökhan DEDE